bilirsin ki
unutulmuş ölüler
yaşayan unutulmuşlardan
daha mutludurlar
bilirsin ki
sessizlikte açılıp giden
öylesine söylenmiş kelimeler
açıklar kendini
öylece... kendiliğinden...
hissedersin
yorgunsundur
ama özel olmak
kendini kazandırır yeniden kendine
yokluğunu duyduğun sıradanlaşmış ilişkiler
süregelir
elinden kayıp gider
başıboş
***
unutursun
hatırlatılır
çok özelsindir
ama elverişsizlik alır koynuna seni
hiçbir şey elde edilemez gibi görünür
uğraşmalıdır belki...
***
durgun bir suda bırakırsın kendini
başkasının yastığına
yeniden açarsın gözlerini
birliktelik denebilecek büyük uyanışa
II
“sakin ol” diye yinelerdim kendime
dağınık yatağımda
darmadağınık hayatımı düşünürken
huzur bulurdum sendeki limanda
ay parlardı
uykusuna sığmayan düşlerle
bakardın gözlerime
bir yıldız kayardı
gecemizin içinden
kelimesiz konuşurduk saatlerce
bilirdik kaybedeceğimizi
olumsuzluğu uzaklaştırmaya çalışırdık
bizden
dost olurduk yeniden
iki yalnız, yakın insan
yenik gözlerle dalardık birbirimize
***
parçalanmış hayatlarımızla tutunmaya çalışırdık
birbirimize
zamansız bir aşkı yaşamaya
uykusuna sığmayan düşlerimiz
soyunurdu deliliğe
***
özlemim dağıtırdı gücümün parıltısını
aşk kimsenin gücünü tüketmemeli
“kapatıyorum” derdin bana
neyi kapattığını bilmeden
buruk bir duygu çöreklenirdi boğazıma
emin olmak isterdim
kapatılmak ağır gelirdi bana
bir şey vardı bilmediğin
ben kapatmadığım sürece
kapanamayacağını hiçbir şeyin
bilmiyordun
beni kalbindeki saf kızın
gölgesine sığdırmaya çalışıyordun
***
istediğim sadece
ayrılığın yenilgisini yüreğimde taşımanın
zor geldiğini anlatmaktı
anlatmak isterdim sana
her zamanki gibi
çok seçmeli anlamlar sığdırırdım sözcüklerime
senden gelen yanıtlar
bana benzerliğini kanıtlardı
ve ben
bana ağır gelirdim her seferinde
emin olmak isterdim
senden ve önce kendimden
emin olmak
oysa bunca değişkenlik içinde
böyle güvensiz yaşamaya
alışmam gerektiğini anlayamazdım
III
her zamanki kararlı adımlarımla gelmiştim
sana
güvenli, kendinden emin
ve sıradan bir yalnızlık duygusuyla
seni istiyordum
ama eninde sonunda
bana vereceğin acıya hazır değildim
bile bile
koynunda bulduğum geçici huzura
süzüldüm
***
derinliklerimde gördüğün
parıltıya hayrandım belki de
“aşk, kendini bulmaktır
sevgilinin gözlerindeki sana aşık olmaktır”
demiştin
gözlerimi açık tutmam gerektiğini biliyordum
aşkın büyüsüne kapılıp
seni görememekten
ve yeterinde seni yaşayamamaktan
ürküyordum
bir şeyleri kaçırmak da telaşlandırıyordu beni
gururum öfkeli merakıma
yenik düşüyordu
anlayamadığım sözcükler
karartıyordu gözlerimi
kendime sığdıramıyordum bedenimi
ve sana yazmamaya söz veriyordum
her defasında
tutamayacağımı bilerek
IV
gözlerim ve kulaklarım telefona kilitli
mahkumiyetini yaşıyordum
tutsak olmak da garip bir haz veriyordu
aslında
***
ödünç alınmış mutluluktun benim için
ama ödünç alınan şeylerin
uzun sürmeyeceğini biliyordum
bunu bilmek içimi kanatıyordu
eski sayfaları açılmıştı yüreğimin
aynı hatalara düşüyordum
yazgımızın ince çizgisini
ayırt edemediğimiz anlarda
yaşamdan uzak kalacağımızı biliyordum
ama elimden bir şey gelmiyordu
sadece üşüyordum
***
kılıçlarımı öylesine kuşanmıştım ki sana
ve kalkanlarımla korunmaya çekilmiştim ki
kendimden
seni göremiyordum
korkuyordum
körler gibi savaşıyordum görünmeyen düşmanlarla
asıl düşman bendim
bilemiyordum
***
bir şeyleri kopartıp atınca içimden
çürümüş duvarlar gibi dökülüyordu
her şey geçmişimden
karanlıkta asılı kalan gölgelerle
çırpınarak batıyordum derinlerine
kurtulmak istemiyordum tutsaklığından
***
ateşlenmiş vücudumun merdivenlerine dayadığın ellerin
öldürüyordu beni
sense yeniden emeklemeyi öğreniyordun
bedenimde
V
acılarımızın kıymığı batıyordu direncimize
yenildiğimiz kara sevdalarda kayboluyorduk
birlikte
yararı olmuyordu sevgilim
“önümü göremiyorum” diyordun
ama ben çok net görüyordum
her şeyi
yıllardır içinde taşıdığın öfkeye
yenisini katacağını ve yaşlanacağını
biliyordum
VI
uykusuna sığmayan düşler
gerçeğe uyanır
sonunda düşlerinin yastığını alıp
gittin
daha önce hiç terkedilmemiştim
sorgusuz ve açıklamasız
cevaplar bulmaya çalışıyordum
kendimi hırpalıyordum durmadan
sense korkuyordun
bütün bulabildiğim buydu
korunmaya çekilmiştin benden
beni yargılıyordun
cezam ağır bir sessizlikti
çok ağır
tüketilmiş ilişkilerini tekrarlayıp duruyordun
seni anlıyordum
seni anlıyordum ama hak veremiyordum sana
evet sevgilim korkularını anlıyordum
çünkü sonu gelmeyecek hiçbir şey için
sonu çoktan gelmiş bir şeyleri
terk etmenin anlamı yoktu
***
seni kaybetmenin kızgınlığı yüreğimde
umarsız yürüyordum karanlığına gölgenin
gücüm hayaline yenik düşüyordu
sana değil
VII
uykusuna sığmayan düşler
eninde sonunda geleceğe dayanır
gelecek parlak görünmüyordu
benim için
unutmaya çalışıyordum
ama içimdeki öfkeli ezikliği taşıyamıyordum
korkaklığına kızıyordum
çünkü aşkı yaşamak cesaret isterdi
kendine güvenmeden bana soyunduğun için
seni öldürmek geliyordu içimden
***
bir kapı açıldı
sen kapandın
ben aralık kaldım
bir öfkeyle sıyırdığım paçamı
bir umutla kurtaramadım
biçimsiz yollara koyuldum
meraklı bir düşün içinde kayboldum
zaman bile terk etti beni...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder